Enerji

Temel Dinamikler

Müşterimiz olan Kurum güneş, rüzgar ve küçük ölçekli hidro varlıkları da dahil olmak üzere çeşitlendirilmiş bir portföy işletiyordu. Artan yatırımcı baskısı ve politika odaklı karbondan arındırma hedefleriyle şirket, atıl varlıklar, düzenleyici yaptırımları ve sınırlı gelecekteki nakit akışları riskiyle karşı karşıyaydı.

Güneş ve enerji depolama projelerini araştırmış olmasına rağmen, bunlar birleşik bir stratejik çerçeve olmadan takip edildi. Mevcut sermaye yapısı kısa vadeli getirileri destekliyordu ve yeni enerji teknolojilerini finanse etmek için sürdürülebilirlikle uyumlu araçlardan yoksundu.

Ayrıca, müşteri henüz TCFD çerçevesini uygulamamış veya yapılandırılmış bir iklim riski değerlendirmesi yapmamıştı. Mevcut durumdaki gelişmeye açık alanların fazlalığı, finansal yönetim tarafındaki zorluklar uluslararası yatırımcılar ve kalkınma finansmanı kuruluşları nezdindeki güvenilirliğini zayıflattı.

Vaka Çalışması

Dönüşüm Başlığı

Enerji şirketi, geçiş riskleri beklenenden daha hızlı ortaya çıktığı için stratejik bir dönüm noktasıyla karşılaştı. Yeniden tanımlanmış bir iş modeli ve sermaye stratejisinin yokluğunda, şirket hem yatırımcı ilgisini hem de piyasa alaka düzeyini kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.

Proaktif iklim riski analizinin olmaması, yeşil proje süreçlerinin yetersiz yönetimi ve sürdürülebilir finans mekanizmalarının yeterince geliştirilememiş olması büyümeyi engellemiş ve sermayeye erişimi kısıtlamıştır.

Çözümlerimiz

Danışmanlık ekibimiz, altı temel hizmet alanımıza dayanan kapsamlı bir geçiş stratejisi geliştirdi. Strateji ekibimiz, müşteriye hem temel hem de temel olmayan varlıkları belirlemede ve yenilenebilir enerji kaynaklarına vurgu yapan aşamalı bir elden çıkarma ve yeniden yatırım planı oluşturmada yardımcı oldu. İklimle İlgili Finansal Açıklamalar Görev Gücü (TCFD) ile uyumlu bir geçiş risk değerlendirmesi gerçekleştirdik ve portföyün ilgili taksonomilerle uyumunu haritaladık. Sürdürülebilir Finans ve Borç Danışmanlığı ekiplerimiz, sera gazı (GHG) emisyonlarının azaltılması ve yenilenebilir kapasite geliştirme hedeflerine bağlı olan yeşil tahvil programı ve sürdürülebilirlikle bağlantılı krediler oluşturmak için borç verenlerle iş birliği yaptı. Değerleme hizmetlerimiz aracılığıyla, çeşitli enerji geçiş senaryolarının varlık değerlemeleri ve bilançonun genel gücü üzerindeki etkisini değerlendirdik. Bu entegre yaklaşım, şirketi sürdürülebilirliğe geçişte güvenilir bir lider konumuna getirdi, yeşil sermayeye erişimi kolaylaştırdı ve düzenleyici ve piyasa risklerine maruziyeti azalttı.

Sektörler Sayfası

İlgili Deneyimler

30.04.25

Küresel Sürdürülebilir Finans Trendleri: 2025 Analiz Raporu

2025 yılı itibarıyla sürdürülebilir finans küresel ölçekte yeni bir olgunluk evresine girerken, bu dönemi şekillendiren beş temel gelişme öne çıkıyor: sürdürülebilir finans varlıklarının istikrarlı biçimde büyümesi, mavi tahviller ve sürdürülebilirliğe endeksli borçlanma araçlarının yaygınlaşması, düzenleyici çerçevelerdeki küresel uyumsuzluk, gelişmekte olan pazarlarda iklim yatırımlarına yönelik artan ihtiyaç ve şirketlerin “yeşil sessizlik” eğilimi nedeniyle ESG açıklamalarında daha temkinli davranması.Bu dinamik ortamda, sermayeye erişim ve uzun vadeli dirençlilik için kurumların yalnızca taahhütte bulunması değil, bu taahhütleri ölçülebilir ve şeffaf biçimde yönetmesi gerekiyor. Bu noktada, danışmanlık çözümleri belirleyici hale geliyor: karma finansman modellerinin yapılandırılması, düzenleyici standartlarla uyumlu ESG açıklamalarının hazırlanması, iklim riski senaryolarının analizi ve sürdürülebilir finans ürünlerinin tasarımı bu dönüşümün temel yapı taşları arasında yer alıyor. Sürdürülebilirliğin artık yalnızca bir uyum meselesi değil, stratejik değer yaratımının merkezine yerleştiği bu dönemde, sağlam veri temelli ve piyasayla uyumlu yaklaşımlar geliştiren kurumlar rekabet avantajını elinde tutacak.

Daha fazla bilgi için...

11.02.25

Borç Danışmanlığının Stratejik Rolü: Belirsiz Piyasalarda Finansmanın Ötesine Geçmek

Borç Danışmanlığı, şirketlerin sermaye yapılarını optimize etmelerine, yeniden finansman süreçlerini etkin şekilde yönetmelerine ve finansmanı uzun vadeli stratejik hedeflerle uyumlu hale getirmelerine olanak tanır. Borç, doğru yaklaşımla ele alındığında yalnızca bir yükümlülük değil; büyümeyi destekleyen, operasyonel esnekliği artıran ve ESG performansını güçlendiren bir kaldıraç işlevi görür. Bu yaklaşım, borcu kısıtlayıcı bir unsurdan çıkararak kurumsal dayanıklılık ve rekabet avantajı yaratan stratejik bir araca dönüştürür.

Daha fazla bilgi için...

05.12.24

IFRS S1 ve S2: Sürdürülebilirlik Çağında Kurumsal Şeffaflığın Yeniden Tanımlanması

IFRS S1 ve S2, Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından geliştirilen ve sürdürülebilirlik konularının raporlanmasında küresel bir temel oluşturan açıklama standartlarıdır. IFRS S1, çevresel, sosyal ve yönetişimle ilgili tüm önemli risk ve fırsatların açıklanmasına yönelik genel bir yapı sunarken; IFRS S2, doğrudan iklimle bağlantılı risk ve fırsatların detaylı şekilde raporlanmasına odaklanır. Bu standartlar doğrudan finansal rapor yerine geçmez; ancak yatırımcıların, sürdürülebilirlik faktörlerinin şirketin finansal durumu ve uzun vadeli değeri üzerindeki etkisini daha net değerlendirmesini sağlamak amacıyla finansal raporlamayla bütüncül bir şekilde kullanılmak üzere tasarlanmıştır.

Daha fazla bilgi için...