Bütün Yazılar

2025 itibarıyla sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi, hukuki ve finansal bir zorunluluğa dönüşmüştür. AB düzenlemeleri ve IFRS standartları, şirketlerden şeffaf, izlenebilir ve raporlanabilir yapılar kurmalarını beklemekte; bu dönüşüm rekabet ve finansman koşullarını doğrudan etkilemektedir.

2024 ve 2025, iklim eyleminin küresel finansın merkezine yerleştiği yıllar oldu. Temiz enerji yatırımları 2 trilyon dolara, sürdürülebilir tahvil ihraçları 1,1 trilyon dolara ulaşırken; AB, SKDM ve yeni hedeflerle yeşil dönüşümün politik ve finansal temellerini güçlendirdi. IFRS S1 ve S2 standartları sürdürülebilirliği finansal raporlamayla entegre ederken, yeşil tahvil ihraçları artış eğilimine devam etti. KOBİ’lerin sınırlı proje hazırlık kapasitesi ise tek

2025’te sürdürülebilirlik, bankacılığın temel stratejisine dönüşmüştür. Artan sermaye gereklilikleri ve yeni raporlama standartları şeffaflığı zorunlu kılarken; sürdürülebilirlik temalı tahvillerin yükselişi, dijital çözümlerle birleşerek iklim riskinin daha doğru yönetilmesini sağlamaktadır. Bankalar artık sadece risk yöneten değil, dönüşümü finanse eden aktörlerdir.